"2009 ızdırabım oldu, yeni yılda ben de normal insanlar gibi olacağım lan. hem ben var ya, "dı sikrıt" okumuş bir kızım. diyordu ki kitapta, iyi düşün iyi olsun diyordu. olumlu şeyleri böyle mıknatıs gibi çekeceksin kendine. bi nevi kuantum şeysi, evet. işe de normal insanlar gibi kutlama yaparak başlayacağım!" önüme gelene böyle söyledim. sonra da "söz ağızdan çıktı bi kere, tükürdüğünü yalamak da neymiş?" dedim, oturup iyi bir yılbaşı kutlaması için gerekenlerin listesini çıkardım: - 1 adet hindi,
- su gibi içki,
- olmazsa olmaz mezeler,
- rengarenk parti şapkaları,
- adını bilmediğim üfleyince uzayan düdüklerden,
- 1 adet feyk yılbaşı ağacı,
- hediye paketleri,
- evin alabileceği kadar eş dost,
- 1 adet sevgili..
sabah mahallenin emektar horozuyla senkronize bir şekilde kalkıp alelacele hazırlandım ve düştüm market yollarına. bereket versin 21.yy'da yaşıyoruz; kapitalizm hayli gelişkin, hizmette sınır yok. büyükçe bir markette aradığı her şeyi bulabiliyor insan. bir yandan sepete atıyorum, bir yandan yemekteyiz yarışmacısı misali "dünyayı kıyamet belasından kurtarıyorum lan ben!" havalarıyla elimdeki listeden siliyorum aldıklarımı. çok profesyonelim okuyucu, bildiğin gibi diil!
"+ bi adet hindi alabilir miyim?
- nasıl olsun?
+ valla şimdi ben terbiyeli hindi yapacağım, nasıl olursa olsun.
- isterseniz önceden terbiyelenmiş hindimiz de var..
+ yok, ben bizzat vereceğim terbiyesini, kuantum açısından şart yani.
- taamaaam, ben veriim hindinizi siz gidin!
+ bi zahmet.."
"+ bakar mısınız?
- buyrun?
+ şu yılbaşı düdüklerinden alacaktım?!
- yılbaşı düdüğü? nasıl yani?
+ güzel kardeşim, bilsem sana sorar mıyım? ilk defa yılbaşı organize ediyoruz şurda.. hani böyle üflüyorsun da uzuyor kurbağa dili gibi, saçma bi ses sonra.. kuantum anlayacağın!
- şurada herşey dahil yılbaşı paketlerimiz var. siz en iyisi oraya gidin!
+ eyvallah.."
derken işin alış kısmı bitti, veriş kısmı için kasaya yöneldim. oldum olası sevmem ödeme kuyruklarını, uyku bastırır.. barkod okuyucunun biplerini dinlerken içim geçmiş, uyumuşum.
"+ 256 lira hanfendi. hanfendi?!
- hı? ne?
+ 256 lira.
- yuh! ee şey yani ben diyorum ki, viski şişesi almıştım ben havam olsun diye, ama farkettim de ne boş şeyler yani. bırakayım onu ben. bi de şu düdükler saçma resmen, onlar da kalsın. sonra bu ağaç.. hatta şu mezeler..
+ ne yani, almayacak mısınız?
- almayacağım kardeşim alla alla.. onlarsız da kutlarım ben yılbaşımı, sen bana hindiyi ver bi tek."
anladım ben, bu kuantum zengin işi. paran varsa, kuantum olumlayabiliten var! ama bende de katır inadı var, yılmadım, eve gidip bi güzel terbiyeledim hindiyi, fırına sürdüm. mutfağa da oturdum, bekliyorum. yarım saat oldu, bir saat oldu, telefon çaldı.. telefon?!
"+ efendim?
- yavru kuşum, kötü bi haber vericem ama kızma!
+ yok bugün çok olumluyum ben, kızmam.
- ha iyi o zaman. şehirdışına çıkmam icap etti benim. hani şu iş vardı ya..
+ ??! hay ben o işin!!! nası ya? ama hindi? kutlama? e kuantum?!!
- söz bak, telafi edicem.
+ yok telafi etme sen! hatta gelme bile!"
hıh! telafiymiş.. kimseyi de çağıramadım zaten bir şey alamadığımdan. bari yemek pişseydi.. yer ziyanı bu fırın, başka bir şey diil! içerim lan ben de, bir sürü içkim var benim. tek başıma kutlarım yeni yılı, hindi de pişer elbet... dedim ama, pişmedi! ben tam bir şişeyi devirmişken, baktım, isyan eden hindi kalkmış tepsiden, salona doğru geliyor! bi de güzel kuruldu yanıbaşıma. e hayvana bunca eziyet ettikten sonra yaşaması haktır dedim, bi kadeh de ona doldurdum; şimdi karşılıklı içiyoruz.
"+ şerefe!
- şeref kim ki?
+ lan kanadını yerim senin! çok pis yerim! cıvık hindi!"
gerçi haksızlık etmek istemem, cıvık da olsa vefasından şüphe etmeyeceğim bir hindim var benim. sonuç itibariyle yalnız değilim ve de hala olumluyum okuyucu. bu yıl kesin iyi geçecek...
ha bu arada.. iyi yıllar!