"içinde gezdiğiniz" şiirler oldu mu hiç? hani, ne yapsanız ne etseniz beyninizin arkasında dolaşıp duran, hayata fon yaratan şiirlerden.. ben benim hayatımda sürekli yankılanan, birlikte yaşadığım böyle birkaç şiir sayabilirim. fakat bugün, havadan mı bilinmez, özellikle bir tanesi sesini çok yükseltti. yazmazsam, yazarken birkaç kere yüksek sesle okumazsam rahat edemem gibi geldi. taşmasın diye köpüğünü alır gibi..
**********
**********
sana anlatılmamış masalların birindeydim.
bilmezsin brest'te yaşadığım aşkları
siyam'ı
savaşını
gecesini
gündüzünü
öğle sonrası dağ eteklerinin altında saklanışımı
ve bacak arasından kaçan acılarımı..
bu yüzden sevmedim seni...
* "et ne m'en veux pas si je te tutoie / je dis tu a tous ceux que j'aime",
* “sen diye hitap ettiğim için sakın bana kızma / ben tüm sevdiklerime sen derim"
anlatılmamış bir masalın ortasına düştün ne yazık
görevin dizginleri kopmuş bir hayvanı sevmekti
sevdin de!
siyam sokağında seviştin
en nahif bakışını bıraktın onda
bir elinde kalem, gözünde gözlük ve dizine yapışmış yarım kağıtta
yazılıydın sen..
sen yalnızca yazılabilen kadardın.
yazılabilmenin ne demek olduğunu bilendin.
kelimeleri bilenmiş keskin ağızlı
konuştukça böbrek taşları dökülen
konuştukça ses telleri titreyen
mor saçlı kahve gözlü masal kızı..
kasabanın kil toprağına tükürsen
evleri su basardı
bu yüzden sevmedim seni
bu yüzden sutyeninde
fonetik deformasyonlar yaşanırdı
eskimiş gönlümden sökülürdün sen
bir bir
ben istemeden..
chevrolet’imize biner
sonra beğenmeyip malibuyu kapardık
karalanmış gündüzdü gece
ay, güneşin çıplağıydı
ve her karanlıkta kasaba,
güzel kadınların aşığıydı..
masala göre bin bir gece sürecekti aşkımız
sen saçlarından süpürge yapıp
kalbimin tozunu alacaktın,
ben senariste çağımızdan söz edecektim.
eskimiş bir aşktın sen
bu yüzden
bu yüzden sevmedim seni..
göğüslerin
bir fahişeyi solladığında
dört yüz seksen üçüncü sayfanın baş paragrafındaydık
masala göre üç
sana göre hiç çocuğun vardı
bana göre
kasabanın meydanına bırakılmış bütün piçler senindi
sayfa sayfa doğuyorlardı onlar
bedenler seviştirilmeden
gece terlemeden
ve sen kasabanın kil toprağına tükürmeden..
sana anlatılmamış masalların birindeydim kadın!
ne yazık ki ortasına düştün salya sümük aşkın
bilemezsin
siyam’ı
savaşını
gecesini
gündüzünü
öğle sonrası dağ eteklerinin altına saklanışımı
ve bacak arasından kaçan acılarımı..
her sayfa başka bir mevsim
her paragraf sevimsiz ..
bu yüzden sevmedim seni..
* "rappele toi barbara,
il pleuvait sans cesse
sur brest, ce jour la..."
* “sen diye hitap ettiğim için sakın bana kızma / ben tüm sevdiklerime sen derim"
anlatılmamış bir masalın ortasına düştün ne yazık
görevin dizginleri kopmuş bir hayvanı sevmekti
sevdin de!
siyam sokağında seviştin
en nahif bakışını bıraktın onda
bir elinde kalem, gözünde gözlük ve dizine yapışmış yarım kağıtta
yazılıydın sen..
sen yalnızca yazılabilen kadardın.
yazılabilmenin ne demek olduğunu bilendin.
kelimeleri bilenmiş keskin ağızlı
konuştukça böbrek taşları dökülen
konuştukça ses telleri titreyen
mor saçlı kahve gözlü masal kızı..
kasabanın kil toprağına tükürsen
evleri su basardı
bu yüzden sevmedim seni
bu yüzden sutyeninde
fonetik deformasyonlar yaşanırdı
eskimiş gönlümden sökülürdün sen
bir bir
ben istemeden..
chevrolet’imize biner
sonra beğenmeyip malibuyu kapardık
karalanmış gündüzdü gece
ay, güneşin çıplağıydı
ve her karanlıkta kasaba,
güzel kadınların aşığıydı..
masala göre bin bir gece sürecekti aşkımız
sen saçlarından süpürge yapıp
kalbimin tozunu alacaktın,
ben senariste çağımızdan söz edecektim.
eskimiş bir aşktın sen
bu yüzden
bu yüzden sevmedim seni..
göğüslerin
bir fahişeyi solladığında
dört yüz seksen üçüncü sayfanın baş paragrafındaydık
masala göre üç
sana göre hiç çocuğun vardı
bana göre
kasabanın meydanına bırakılmış bütün piçler senindi
sayfa sayfa doğuyorlardı onlar
bedenler seviştirilmeden
gece terlemeden
ve sen kasabanın kil toprağına tükürmeden..
sana anlatılmamış masalların birindeydim kadın!
ne yazık ki ortasına düştün salya sümük aşkın
bilemezsin
siyam’ı
savaşını
gecesini
gündüzünü
öğle sonrası dağ eteklerinin altına saklanışımı
ve bacak arasından kaçan acılarımı..
her sayfa başka bir mevsim
her paragraf sevimsiz ..
bu yüzden sevmedim seni..
* "rappele toi barbara,
il pleuvait sans cesse
sur brest, ce jour la..."
* jacques prevert/"bu yüzden sevmedim seni"
merakla okumaya çalıştım ama biraz küçük mü olmuş punto ?
YanıtlaSilevet punto küçük oldu. ama HTML kodlarıyla yaşadığım bir sorundan kaynaklı oldu böyle. sonra düzeltemedim de, baktım iyice başım belaya girecek, şablonun ağzı burnu iyice kayıyor, kaldı işte..
YanıtlaSil