12 Ocak 2010 Salı

sapık sana şişme bebek alayım mı?

on gün kadar olmuş nete girmeyeli. bir şey olduğundan değil; suskunluk derim ben, bir sene sürenini yaşamışlığım vardır.. önemli değil yani. eser geçer öyle bazen.


mail kutuma baktım biraz önce. merak edenlere selam olsun, herkese cevap yazdım. bir de kimliksiz gönderiler almışım. bende bir huy vardır, ne zaman tanımadığım birinden mesaj alsam, bir heyecan basar içimi. sanki hep beklediğim bir şey nihayet gerçekleşmiş de, hayatım değişecekmiş gibi. sıradan bir hayat yaşamanın  yan etkisi olsa gerek, herşeyde bir heyecan arıyor deli gönül. bu mailler öylesi değildi gerçi ama, allah yazandan razı olsun, yeterince renkliydi. okudum, okudukça güldüm,  hatta bir ara koltuktan  kırık bacağımın üzerine düşüp ağladım. sakinleşip bir şeyler düşünebilir kıvama geldiğimde de yayınlamak geçmedi değil aklımdan, fakat sonra vazgeçtim. yine de boşa gitmelerine gönlüm razı değil, cevap mahiyetinde birkaç cümle etmek isterim.


hülasa, yazının gerisi sapığıma özeldir; kişi ve olayların gerçekle fena halde ilgisi vardır, yazar okuyucuyu bilgilendirerek sorumluluğundan kurtulmuştur; bilginize..


"sevgili sapık kardeşim;


ilk olarak seninle meslekdaş olduğumuzu söylemek isterim, valla bak. sıkıldığım zamanlarda rastgele bir numara çevirip "ıhh hhh öaaah" gibi efektler çıkarmışlığım çoktur yani. hatta "üflesen diline mi yapışır gadasını aldığım?" tarzında katılım da isterim ben, onlar da sağolsun, üflemekle kalmaz, üstüne bir de bağıra çağıra küfrederler. salt bu sebeptendir ki, sağ kulağım az işitir benim, meslek hastalığı.. zavallı ebem de ağzımın salyası hürmetine ortalık malı oldu, ama işte elimde diil! aynı hastalıktan muzdarip olduğumuzdan anlayışla karşılasam da, meslek ahlakı denen bir şey var neticede. sapıklığın yazılı olmayan kurallarının ilki başka bir sapığa sulanmamaktır.


dürüst olmak gerekirse, ben fiziki ya da manevi açıdan öyle pek fantezi objesi olacak bir afetcan da sayılmam. senin sandığın gibi beyaz mermerden iki sütun misali bacaklarım yok mesela. onları, bahar gelmiş bahçe gibi selülit tomurcuklarıyla bezenmiş tombul but parçaları olarak tanımlamak daha yerinde olur sanırım. (yalnız sende de ne fantaziler varmış birader, hani kızmazsan birkaçını repertuarıma eklemek isterim. telifse telif, para dert değil netice itibariyle. aslolan manevi tatmin, anlarsın ya?!)


ayrıca default olarak çok konuşma yetisiyle dünyaya gelmişim ben. af buyur sevişirken ağzıma tenis topu tıkılıp bantlandığı çoktur. haklılar gerçi, yani kim orgazmın eşiğinde salınırken sabahki dolmuşçunun hayret edilesi sürüş tekniklerini dinlemek ister ki?


yaradılış arızalarımdan biri de ellerimin sürekli olarak soğuk oluşudur. değil sevişmek, tokalaşmadan önce bile yarım saat kalorifer peteğine yapışık oturmam lazım gelir. etrafta küresel ısınmaya dur diyecek şifalı ellerin benimkiler olduğunu söyleyenler bile mevcut, gerisini sen düşün artık.


ayrıca on saman nezleli gücünde dakikaya 17 adet düşecek şekilde hapşırırım, birkaç hazin ayrılık hikayemin sebebi de bu marazımdır maalesef. şimdi seninle bir ilişkiye başlayacak olsam, "ne çok yaşaması be? öl sen en iyisi!" isyanıyla terkedileceğim muhakkak ki, yaralı yüreğim bir kalp kırığını daha kaldıramaz diye korkmaktayım.


uyurken pırtladığımı söyleyenler de var ayrıca, fakat mümkünse o konuya hiç girmeyelim.


demem o ki, ben sana layık değilim, ayrı dünyaların insanlarıyız biz. hislendim şimdi, çağrışım yasaları uyarınca şiir okuyasım geldi:


 "uyuşamayız, yollarımız ayrı;
  sen ciğercinin kedisi, ben sokak kedisi;
  senin yiyeceğin, kalaylı kapta;
  benimki aslan ağzında;
  sen aşk rüyası görürsün, ben kemik!"


bak gözümden yaş geldi. işin yoksa bir on gün de bu ayrılığın travmasını yaşa dur şimdi.."


9 yorum:

  1. Çok yaşa sen emi nasıl güldürdün beni :)

    YanıtlaSil
  2. hep beraber yaşayalım Aydan Atlayan Kedi :D:D:D eksik olma.

    YanıtlaSil
  3. Ciddi ciddi merak ettim elemani, iyi mi? :) Ozellikle fantazi sepetini ogrenmek isterdim...

    Iyi ki vermemissin mail adresini buraya, yoksa butun blog ahalisi olarak arkadasla kamyon soforlerinin bile yuzunu kizartacak sekilde fantazi paylasiminda bulunurduk... :)

    YanıtlaSil
  4. vah zavallıya pek fena olmuş :)

    YanıtlaSil
  5. Kırmızı Adam valla ben de merak ettim, fotoğraf istedim de göndermedi ;p ben bu kadar reklam yaptım, artık mailini de kendi dağıtsın. amme hizmeti bi yere kadar ;p

    YanıtlaSil
  6. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  7. nalan; yok yahu yıkılmaz onun hayalleri. kendine yeni birini bulur bence. potansiyeli var yani :))

    YanıtlaSil
  8. sapık bunları okuduktan sonra yakınındaki en yüksek binadan atlayıp intihar girişiminde bulunabilir. hep beraber umalım ki eleman büyük bir şehirde oturuyor olsun. hani küçük bir şehir ise yüksek bulamaz 4-5. kattan atlar ölmez sakat kalır yazık olur.

    YanıtlaSil
  9. amin diyorum ben bu duaya. gecelerde hayır varmış, anneannem öyle derdi. kabul olur belki :)

    YanıtlaSil

doğaçlama iyidir..