8 Ocak 2011 Cumartesi

2010 (yazıyla: iki bin on)... peh!!!


2010, çocukluk hayallerimin bir kez daha yıkıldığı yıldır aslen. çünkü henüz masum bir sabiyken hollywood menşeili bilim kurgularda kulak tırmalayan cızırtılı efektler eşliğinde utanmazca şahlandırılan hayal gücümde yarattığım ben, tam da bu yıllarda evin içinde evcil hayvan misali gezinip duran, huysuz ama tatlı bir robotla çekirdek çitliyor olmalıydı. okuduğum kitapların da filmlerden aşağı kalır yanı yoktu gerçi. örneğin, arthur c. clarke'ın kaleme aldığı  bir uzay efsanesi serisinin ikinci kitabı bir kaç gün önce geride bıraktığımız 2010 yılında geçer. fakat yazarın kitapta bize sunduğu dünya apayrı bir gelişmişlik düzeyi içindedir: insanlar uzayın derinliklerini keşfetmeye ve başka medeniyetlerle iletişim kurmaya başlamıştır,  ileri düzeyde yaratılmış yapay zekalar cinayet zanlısıdır ve hatta insanlar gibi düşünüp hissedebildiklerine dair şüpheler vardır, v.s..   

ve fakat milenyum eşiğini aşmamızın üzerinden on yıl geçtiği halde aya taş toplamaya gittiğimiz yerde saymaktayız hala. perdemi açtığım vakit ayağını yerden kesmiş arabalar bir yana, hala motorunu bir kaç misli fazla bağırtmayı marifet zanneden  magandalar bulmaktayım. bol bol yiyerek fit kalmanın yolu hala bulunabilmiş değil ve sırf bu yüzden nüfusun yüzde yirmisi sıfır beden olma uğruna anoreksik, yüzde yirmisi mütemadiyen rejim yaptığı için depresif, geri kalan yüzde altmışlık kısımsa koy götüne rahvan gitsin modunda yaşamakta. toplu taşıma araçlarının yerini kontrollü ışınlanma noktalarının alması için bir bin yıl daha geçmesi gerekecek galiba.

kısacası fena halde kandırılmış, masum hayallerimle acımasızca dalga geçilmiş hissediyorum. ölmeden bilimkurgusal bir şey gösterin lan bana! neymiş, ayda su bulunmuş, mars'ta da uzaylı bakterilerin yaşıyor olma olasılığı yüksekmiş! ne yapalım yani? sırf uzayda diye, sırf bilimum canlının bağırsağını mesken tutmuş canlıların farklı bir formasyonu diye oturup bir grup tek hücreliyle yarenlik mi edelim? bol keseden tasvir ettiğiniz geleceğimden bir parça istiyorum ben; ne bileyim, kendi kendini formatlayan, çak bi beşlik! yapabileceğim bir bilgisayarım felan olsun mesela.. sene olmuş 2011, hala akaryakıt fiyatları, hala türban, hala ergenekon... yaşama arzumu söndürdünüz, hayatı zindan ettiniz cümleten. allah belanızı versin diyor ve eldeki imkanlara dayanarak yaşadığımız son bir yılın hiç de keyifli olmayan özetini sunuyorum:

yılın skandalı : mavi marmara baskını

yılın eli kanlısı : israil

yılın olayı : wikileaks'ten sızan ABD kriptoları

yılın adamı : julien assange

yılın yedikçe doymayanı : isviçre'de 8 ayrı hesabı olduğu anlaşılan tayyip erdoğan

yılın fos çıkanı : barack obama

yılın başkaldırısı : tekel direnişi

yılın saç baş yolduranı : KPSS kopya skandalı

yılın terör silahı : yumurta

yılın menemenleri : burhan kuzu, egemen bağış

yılın "nihayet"i : deniz baykal'ın chp yönetiminden ayrılması

yılın yalancısı : ABD'nin columbia üniversitesi'nde "türkiye'de internet sansürü olmadığını, bazı internet sitelerine erişememe konusunun vergi kanunlarının yetersizliğinden kaynaklandığını" söyleyen abdullah gül

yılın dangalağı : "eşcinsellik hastalıktır, tedavi edilmelidir" sözüyle kadın ve aileden sorumlu devlet bakanı aliye kavaf

yılın temcit pilavı : türban

yılın en büyük yalanı : anayasa değişikliği

yılın balonu : kürt açılımı

yılın içi boşaltılanı : demokrasi

yılın seçim rüşveti : elektriksiz köye dağıtılan buzdolabı

yılın kadrolu yalakası : nazlı ılıcak, fikri akyüz

yılın elleri kırılasıcası : işçilere ve öğrencilere allah devlet ne verdiyse girişen polis

yılın dili kopasıcası : "ilk önce öğrenciler saldırıyor. polisin yaptığı meşru müdafadır!" buyuran içişleri bakanı beşir atalay

yılın çevre felaketi : meksika körfezi'ndeki BP petrol platformunda yaşanan sızıntı

yılın yürek burkanı : pakistan'da 3 milyon 2 yüz bin insanı etkileyen sel ve haiti'de yine yaklaşık 3 milyon kişiyi etkileyen deprem felaketi.

yılın salağı : akademik özgürlüğün sınırlarını öğrenmek amacıyla bitirme tezi için kampüste porno çeken öğrenci

yılın sevişgeni : beren saat

yılın her para veren kıçı öpeni : reklamcılık başarısı filmiyle fethullah gülen'i kamuoyu nezdinde aklayan mahsun kırmızıgül

yılın boş konuşanı : nihat doğan

yılın hayal kırıklığı : lost finali

yılın filmi : inception

yılın kitabı : haliç'te yaşayan simonlar / hanefi avcı

yılın klişesi : taksim meydanı tacizcileri

2 yorum:

doğaçlama iyidir..