3 Ocak 2011 Pazartesi

gerekçeli özür



neden buradayım?
"burada, elimde acı kahve ve sigara, üzerimde çok giyilmekten eprimiş pijamalarımla bu odadayım?" değil kast ettiğim, bu değil.
daha çok...
daha geniş bir bakış açısıyla bakıyorum kendime. ve soruyu düzeltiyorum:
"neden bu şekilde konumlandım hayata?"

insana musallat en klasik, en sıkıcı ruhsal bunalımlardan birinden çıkmak üzereyken yeniden yazıyorum. daha çıkmadım sayılır evet, son çığlıklarımı atmadım daha. sayrılanmak gibidir yazmak, ateş düşürücü, mahrem ifşa edicidir. lakin ifşaat sevmem ki ben! yayınlamaksa, komplike bir delilik.. başkaları diledikleri kadar silebilirler burunlarını üzerime de, ben kimsenin üstüne burnumu silmem!

en hayati olanlar hariç tüm sosyal bağlarını atmak denilebilir bu ruh haline; bir adım daha atsan gemileri hiç acımadan yakarsın. fonda insanlar geçer, mekanlar geçer, gece ile gündüz mütemadiyen yer değiştirir ve sen kendinin bile anlam veremediğin boş bakışlarla hep aynı ifadesiz noktaya bakarsın. yazmak, okumak, konuşmak, içmek gereksiz fasilitelere dönüşmüştür ve sen sokağa her gün depresyon bulaşığı gözlerinle çıkarsın. hayatınla ne yapacağını bilemezsin bir dönem; iş, para, idealler ya da hayaller... destek aldığın tüm odak noktalarını kaybetmişken, diğerlerinin ne manası kalır?

"neden buraya konumlandım ki ben?!"

gerçek ve rüya algıların birbirine girmiştir, kimse bir işaret vermez sana, veremez. KPSS değil ki bu; yaşamak işinde kopya çekilmez..

"susmak" derim ben.. yegane panzehiri kendi başına kalmaktır, kalırsın.

ve bir gün, hangi kutlu itkiyle bilinmez, kendi kulağına fısıldarsın: 

"sayrılanmak iyidir; refleks icabı da olsa, hayata icabet etmektir. hiç olmadı, tepki verirsin. susmaksa, karanlık bir eylem; içinden ne çıkacağını bilemezsin.. tökezlediğin çukuru bunca sevme, ne lazım? kustun kusacağın kadar, artık yeniden zehire maruz kalabilirsin."



2 yorum:

doğaçlama iyidir..