19 Ocak 2011 Çarşamba

medet ya roche!!!

ergenlik döneminde yaşadığım hormonal dalgalanmalara dahi pek bir tepki vermeyen kuru cildim ne hikmetse yağlanmış durumda ve ortaya çıkan nahoş sonuç tam da şu: sivilcelendim! 


bunu söyleyebilmek için hayli zor ve kompleks aşamalardan geçtiğimi de bu arada itiraf etmem gerekiyor sanırım:


aşama 1 (inkar): 


a kişisi: aaa ne olmuş senin yüzüne böyle şeker, sivilceler falan?


ben: hıh!!! ne sivilcesi canım, bildiğin alerjik reaksiyon! yaz dönemi tabii, artı küresel ısınma diye bişey var di mi? hem ben de hassas bir insanım neticede. geçer geçer..


aşama 2 (sevgiliyi suçlama):


sevgili: ama ben film izlemek istemiyorum yavru kuşum, kafam çok dolu. başka bir şey yapsak ya, ne dersin?


ben: hayır, derim! bak yüzüme, yüzüme bak! niye çıkıyor sanıyorsun bunlar? hep sinir hep stres! totalden senin suçun! şurda iki satır kaliteli zaman geçirelim diyorum, ama beyefendi çok yorgun. nasıl geçecek peki bunlar? geçmeyecek! hepsi ayrı bir asabiyetten yadigar tabii, hiç geçer mi?!! vır vır da vır vır.. vır vır da vır vır...


sevgili: ???!!


aşama 3 (kabullenme):

yaşça büyük b kişisi: ablacım bak, sen beni dinle. alerji falan değil bunlar, cildinde bir sorun var senin. git bi cildiyeciye..


ben: hastane işi sevmiyorum ben abla, doktor deme bana ya..


yaşça büyük b kişisi: güzelim, akne tedavisi nedir ki? gideceksin bir-iki test yapar belki, sonra ilaç yazar; bu kadar! beş dakikalık iş. biraz daha ertelersen doktor roaccutane'a başlatır seni bu gidişle..


ve başlattı da zaten... gerçi o da ayrı bir sinir harbi oldu hayatımda. beş yılda bir hastane yüzü görürsen, doktor seçmeyi de beceremiyorsun haliyle...


ben: iyi günler?


doktor: yüzün için mi geldin ablacım?


ben: haydaa.. ya ne dangıl dungul bi adam çıktın sen, hayret bişi. şimdi bu soru baştan faul olmadı mı yani?


doktor: (sağırı oynamaktadır) hmm evet, yüzün problemli. sen şu kan testini yaptırıver, sonra görüşelim.


iç ses: tut kendini mefisto, katil olma! 


(test sonrası...)


doktor: evet, roaccutane yazıyorum ablacım. bir ay sonra gel, bi daha test yapalım.


ben: tamam da, niye çıkmış yani bunlar? sinir mi, stres mi, çekirdek mi, nedir?


doktor: benim 40 yaşında hastam var ablacım, senin yaşın kaç ki? çıkacak tabii..


ben: ya tamam da, neyi yanlış yaptım ben? bileyim de tekrar yapmayayım değil mi? hem benim sivilcelerimden öyle büyük bir devlet sırrı felan olmaz yani, saklamaya gerek yok.


doktor: sen takma kafana bunları ablacım.

iç ses: hay ablan kadar taş düşsün kafana!


ben: peki ben şu, şu, bi de şu ilaçları kullanıyorum ayrıyeten. zararlı bi etkileşimleri falan olur mu roaccutane'la?

doktor: yok olmaz. (duraklama) hem onlar da ne ki?


ben: (nevri dönmüş bir şekilde) allah şu anda belanı vermiyorsa eğer gerçekten de yok demektir, duydun mu doktor?! münafıklığımın en büyük sebebi sensin bundan böyle.. hipokrat çarpsın seni, e mi?!


sonuç : çok sinirliyim okuyucu, bildiğin gibi değil. hepinizden nefret ediyorum! senden, senden, ve evet sen mavi kazaklı, senden de nefret ediyorum! fotoşoplanmışcasına pürüzsüz ve parlak suratıyla salınıp duran herkesten nefret ediyorum, tamam mı?!

8 yorum:

  1. boşandığım dönemde bir volkan gibi yüzümün her yerinde çıktı o lanet olasılar. hız kesmeyip sırtıma yansıdılar. stres tatlım en büyük sebeb kahretsin ki ve doğal olarak roaccutane kullanmaya başladım. çok yan etkisi olan bir ilaç ama sonuç mükemmel. ağır depresyon girebilirsin bilgine.

    YanıtlaSil
  2. evet, strestenmiş küfkedisi. bu dangalaktan sonra gittiğim doktor söyledi, yan etkisinden de bahsetti. depresif bünyeye ne güzel müjde! son derece ironik buldum gerçi bu durumu; stres sivilce yapar, iyileşmek için içtiğin ilaçsa depresyona sokar ve depresyon yeniden strese sebep olduğundan tekrar sivilcelenirsin.. kısırdöngü diye buna derim ben ;p

    YanıtlaSil
  3. Geçer onlar telaşlanma..
    Yalnız hemen geçmesini istiyorsan ısırgan otunu kaynatıp buharına bir havlu kapatarak yüzünü tutacaksın. 1 hafta içinde pırıl pırıl olup hiçbir şey kalmıyor. Kaç kişiye söyledim, test etti ve olağanüstü memnun kaldı..
    Ama 2 sorunsal:
    1-Isırgan mevsimi değil sanırım, kurusu olur mu bilmiyorum.
    2- Bıraktığında tekrar çıkmaya başlıyor...
    Yine de ısırgan mevsiminde yapılır bence..O zamana kadar da bir şey kalmaz yüzünde..Ama öğrenmiş oldun bunu bak.
    Hadi kaçtım :)
    Sevgiler sana :)

    YanıtlaSil
  4. evet hemen geçmesini istiyorum amma velakin bir daha asla çıkmamasını da istiyorum. bu durumda ısırgan mevsimi dahi olsa seçeneklerim arasında değil galiba :)
    teşekkürler zeugma, sevgi benden :)

    YanıtlaSil
  5. mefisto eğer kullanırsan emin ol bir daha çıkmayacaklar, kısır döngüye düşmüyorsun yani :)

    YanıtlaSil
  6. saçma şeylere takma konusunda üstüme yoktur benim ama yine de kullanıyorum küfkedim, sağol :)

    YanıtlaSil
  7. mrb,sorunun çok tanıdık geldi.üniversite yıllarımda benzer şeyleri yaşayıp bir doktora görünüp Roaccutane tedavisine mecbur bırakılmıştım.ama bunun için ciddi bi kan testi yapılmış ve bana bir kağıt imzalatılmıştı.o derece yani...neyse başladım ve neticede 1 kutu ilacı bitiremeden bırakmak zorunda kaldım yan etkileri bende kalp çarpıntısı olarak başgösterdi...her mantıklı makul insanın yapacağı şeyi yaparak bıraktım ilacı.aradan 1 yıl gecmeden bi gazetede avrupa da bu ilac ile ilgili dava açıldığını gördüm, kalp rahatsızlıklarına neden olduğuyla ilgiliydi sanırım...hala arada beliren sivilcelerimle birlikte sağlıklı ve mutluyum bu aralar;)netice:hiç başlama derim ben sana;)

    YanıtlaSil
  8. benimkiler öyle arada belirip tekrar kaybolacak kadar edepli değiler spectre, daha çok baş vermeyen, deri altında taşlaşan ve ısrarcı bir şekilde kaybolmayan türden. gittiğim ikinci doktor neden bu kadar ertelediğimi sorup resmen azarladı beni, o derece. tüm yan etkilerini bir bir sayıp, avrupa'da açılan davadan da bahsetti ayrıca fakat şu an için başka çözümü yokmuş bunların. en ufak bir yan etkide bırakacağım ama, söylediklerin kulağıma küpe olsun. teşekkürler :))

    YanıtlaSil

doğaçlama iyidir..