12 Nisan 2011 Salı

sümeyye'ye açık mektup

balım sümeyye,

seni çok iyi anlıyorum. zira, aynı olay benim de başımdan geçti. şöyle ki, bir gün iki arkadaş tiyatroya gittik. benim saçlarım mavi, arkadaşımınki kahverengi. gitmeden önce de, söylemesi ayıp, yanında bir baş soğanla kurufasülye yemişiz. bence çok normal. zaten rahmetli ninem, "soğan piyazın pezevengidir" derdi.. neyse, baktık başka yer yok, en önden iki koltuğa bilet aldık, oyunu izliyoruz. hatta bi ara "ulan ne salak kullar var, tiyatroda en ön dururken arkalardan bilet almış mallar" diye de içimizden geçirmedik değil. yalnız ben oyuna nasıl dalmışsam, arada sırada pırtladığımın farkında bile değilim. her şey normal seyrinde giderken baktım oyunculardan biri bana kaş göz oynatıyor.. 

ilkinde ne olduğunu anlamadık. sonrasında ben "vats roong vit yuu meeen?" demeye kalmadan adam kıçını gösterip "yuh ulan! nükleer atık mısın, manyak karı?!" deyince olay anlaşıldı. fakat öyle demese de durum belliydi, adam aslen benim pırtlamama değil, mavi saçlarıma takmıştı. hem de tiyatroda, hem de en ön sırada!!! bu ne cüret! madem saçlarımı maviye boyatacaktım, ne işim vardı benim tiyatroda! birkaç söylendikten sonra oyunu kesip bana arkasını dönerek burnuma doğru son derece gürültülü bir şekilde pırtladı ve "bakalım sen mi büyüksün, ben mi?!" diye bağırdı.

dur sen anlamamışsındır, ben tekrar edeyim: tiyatroda, bir oyuncu, oyunu keserek bir seyirciye pırtlıyor! hem de ne için? saçlarını maviye boyattığı için! ezilenlerin pilatformu feysbuk aşkına söyle sümeyye, sen ki babana iyilik olsun diye para veren adamların burslarıyla medeni topraklarda okumuş bir kızsın, dünyanın neresinde var böyle bir şey? bu nasıl bir şımarıklık, nasıl bir kabalık ve faşistlik, hatta nasıl bir cahillik ve medeniyetten nasibini almamışlıktır ya?! (şimdi kimse bana kalkıp da -bu çağda- tiyatroda hoş bir ritimle pırtlanmaz demesin taam mııı? biraz dünya görmelerini tavsiye ederim. ben gördüm, amerika'da sıçıyorlar!) sen hem halk tiyatroya gelmiyor diye salya sümük ağla hem de böyle.. ama ben üstün zekamla hemen çözdüm olayı, mesele aslında o sanatçıların halkı oralarda istemiyor oluşu! bu halkın benim gibi mavi saçlılarını tiyatroda görmeye tahammül edemeyen sanatçı herhalde sakallıyı, kıçını bit yemiş fakirleri, konuşmayı bilmeyen hayvanı, göbeğini kaşıyanı, bidon kafalıyı, bakanımızın da belirttiği üzere şişko dombililerini de görmeye tahammül edemez. yani bu ülkenin yüzde 80'i olan moron tabir ettiğimiz halkı (yüzde 20'ye laf eden yok yanlış anlaşılmasın, onlar senin benim gibi elit insanlar), tiyatroda istemez...

ama ben sanatı yine de seveceğim oyuncu pisliği! hatta hobi olarak da sanat uygulayacağım artık o ne demekse?! sana inat değil mi lan? sen istediğin kadar (bir tiyatro oyununu bölecek kadar) mavi saçlılardan nefret et, görmeye bile -hele de sanatsal bir faaliyette görmeye- tahammül etme; ben yine de tiyatroda pırtlamaya devam edeceğim. bununla ilgili ne yapacaksın??? her gördüğün mavi saçlıya küfür mü edeceksin? peki sen böyle hoşgörüsüz ve kaba bir tavrı sanatın neresine sığdırıyorsun? madem sen (önünde pırtlanamayacak kadar) yüce ve saygıdeğer bir sanatçısın, nasıl olur da insanların saç boyası tercihlerinden dolayı (asıl sebebin pırtlamam olduğuna inanacak değilim!) onlara yüzlerce seyircinin önünde pırtlayıp 3 oda 1 salon egolarını hiçe sayacak kadar hoşgörüsüz, kaba, sığ düşünceli ve çağın gerisinde kalmış olabilirsin?! hayvan oğlu hayvan! hani sanatçılar moderndi? hani sanatçılar özgürlükçüydü? hani sanatçılar duygusal ve insan-severdi? pırtlamak da insana ait bir durum değil mi? insanı seven biri bir insana böyle davranamaz! ve bir sanatçı da böyle bir hareketi yapamaz! 


o yüzden de, ne sen, ne de sanat camiamızda maalesef çokça rastlanan senin gibileri, saygıdeğer sanatçılar değilsiniz! ve son olarak; mavi saçlılara, ve sizden farklı olan herkese alışsanız iyi olur! çünkü biz hep burada, gözünüzün dibinde olacağız! ve içimizden geldikçe pırtlayacak, balgam atacak, çiğnediğimiz sakızı bilmem kaç ayda hazırlandığınız performansı sergilerken patlatıp sanatınızın içine sıçacağız! kork bizden faşist herif!!!


evet melül bakışlı sümeyye'm, 


seni de meşgul ettim alınmayasın, ama sinirim şeyetti çok pis oldum şu an. bu faşistleri kafalarındaki kalıplara gömmeli, sonra da ıslak odunla dövmeli. ne adab-ı muaşeretmiş, kaç nesildir hep aynı! yani değişmeyecekse yani, nerede kaldı ilerleme değil mi yani?! 


bitirirken, haklı davamızın savunucusu bu mantık şaheseri mektupları yayınlamaya devam etmeni diler, mağdur türbanından öperim balım. selametle...





|

16 yorum:

  1. çok şahane olmuş :) umarım sümsüm sanatsal faaliyetlerinin yoğunluğunda mektubu okumayı ihmal etmez..

    YanıtlaSil
  2. teşekkürler:) ama sümeyye sultan'ın okuyacağını hiç zannetmiyorum. duyduğuma göre spam filtreleyen at gözlükleri varmış..

    YanıtlaSil
  3. Sümeyye'de pek güzel hani, hakkını yemeyelim. Üstelik ismi gibi özgür, USA da yanlız yaşadığında özgürlüğünü tatmıştı, bu yüzden 10 koruması, tepesinde de silikonlu bonesi var:)

    Postunuzu pek beğendim, harika!

    YanıtlaSil
  4. şahsiyeti olan bir yetişkin insan babacığının mevkisinin kudretinden yararlanıp yüzelli kişilik polis okulu öğrencisi ile gider devlet protokolünde en ön sıradan tiyatro oyunu izleyerek gözlerden gizlenmeye çalışmaz. Nedir bu ya?

    hiçbir gazete de başbakan kızı olmaktan öte meziyeti bulunmayan kişinin en ön sıraya protolole ayrılan sıraya kurulmasına bir laf etmiyorç Orada yanlış olan o oturuş. Sen git protokole yayıl. Var mı böyle?

    Gideceğin oyunun textini asistanlarına okutacaksın gitmeden, beğenmediğin yerler varsa kendi beğenine uygun olarak değiştirtecek asistan. Sonra gidip seyrediceksin arkadaş ben böyle yaptırıyorum. Rahat oluyor.

    YanıtlaSil
  5. nida ersin;

    güzeldir sümeyye. boyunu posunu sansasyonel zekasını, kriz yeteneğini, ajitasyon becerisini falan hep babasından almış maaşallah.. ama yine de babasını da alıp gitse diyorum ben, gördükçe kendimi ezik hissediyorum elimde diil!

    teşekkürler:)

    YanıtlaSil
  6. haksızlık etme vladimir, acemi minik bir kuş o.. daha büyüyecek, tartışma programlarına konuk olacak, kendisine yöneltilmesini istediği soruları bizzat hazırlayıp moderatörün eline tutuşturacak.. tıpkı babası gibi inşaallah! zaman alır bu işler, kolay mı?

    YanıtlaSil
  7. :))
    turbanın kadınlara en buyuk artısı; sarhosken araba kullanabilme ozgurlugu vermesi..

    cevirmeye takılmadan transit gecis hakkı sunuyor:)

    konuyla alakasız oldu ya neyse..

    YanıtlaSil
  8. Sümeyye Sultan ile ilgili Bakan Günay'ın söylemlerini medyadan takip ettikçe yazınızın değerini daha iyi anlıyorum. Nedense! nur yüzlü hanım efendinin sıfatı hiç kimseyi ilgilendirmiyor! protokolde nasıl görev alabiliyorki? sanki İçişleri Bakanlığının âdap komitesince görevlendirilmiş Sümeyye Sultan, yaptığı kasıtsal eylemle hem kamuoyunu hemde bakanları dikte edebiliyor:(
    Şimdi de Turuzim Bakanı Ertuğrul bey sıkılamadan devlet tiyatrolarının kapatılabileceğinden bahis etmesin mi, "vallahi evlere şenlik" desem doğru olur mu?:(

    15 Nisan 2011 09:48

    YanıtlaSil
  9. bence türban kadınlara en çok çemkirebilme özgürlüğü veriyor matias;

    - ama hanfendi, kırmızı da geçtiniz. ceza yazmam lazım!
    - bu ceza bana diil, türbanımadır! hoşgörüsüz hayvan seni!
    - yok ben öyle şeyetmedim yanlış anla..
    - sus! billahi aihm'e kadar götürürüm ben bu işi. yaka numaran kaç bakiim senin?!

    türban tam olarak budur işte; "sadece başa değil, her türlü mevzunun sonuna bağlanabilen, alıngan hede.."

    bunu bir sömürü malzemesi haline getirmeden taksa kimse umursamayacak halbuki. ama mümkün değil! bir türban alana bir doz mağduriyet müesseseden hediye..

    YanıtlaSil
  10. nida ersin;

    "evlere şenlik" az bile gelir.. sayelerinde kafam çok güzel oldu, güle güle kullanıyorum ben. nato'nun bünyesinde bir "kitlesel deliliğe müdahale timi" falan yok mudur? bir sabah toplum yararı için acil müdahale anonslarıyla fırlasak yatağımızdan:

    "şimdi sakin ol ve kafandaki huniyi yavaşça yere bırakıp uzaklaş!"

    YanıtlaSil
  11. bence sen kültür bakanımıza yanaş :) tiyatroları kapatmak için yer arıyor bunu da söyledim mi kesin kapatır.... :)

    YanıtlaSil
  12. sanatın tüm dallarını topyekün baltalayan tek kültür bakanı bizde zaten zağanos, kapatsın rahat etsin bence. yan gel yat sonra o ceylan derisi koltuklarda, ohh mis!

    YanıtlaSil
  13. ah su mektepler olmasa maarifi ne guzel idare ederdim.. idare ederdim... kültür bakanı bunu kendine uyarlasa ya pek de güzel yakışır... önce sanat eserleri sonra tiyatrolar bakalım ne var sırada

    YanıtlaSil
  14. :)) pek bir şey kalmadı aslında zağonos. tübitak desen bitti, sanat dalları desen sansüre tabii, yazarlar desen hepsi içeride.. ağzımıza falan da kilit vurdular mı tamamdır bu iş..

    YanıtlaSil
  15. yeni yazı yazmanı bekliypruz ailecek:)

    YanıtlaSil

doğaçlama iyidir..